top of page

ALACAKLISINI ZARARA SOKMAK KASDİYLE MEVCUDUNU EKSİLTME SUÇU

  • Yazarın fotoğrafı: Yusuf Keskin
    Yusuf Keskin
  • 1 Eki 2021
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 4 Mar 2022

İcra ve İflas Kanunu'nun 331'inci maddesinde; alacaklılarını zarara sokmak amacıyla malvarlığını eksilten kimseler için cezai yaptırımlar düzenlenmiştir. İlgili maddede; anılan fiilleri gerçekleştiren kimseler için altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezasına hükmedileceği düzenlenmiştir.


Madde 331- (Değişik: 31/5/2005-5358/1 md.)


Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.


Suçun Maddi Unsurları:

1) Madde metninde sayılan seçimlik hareketlerden birinin yapılması şartı;


Borçlunun; mallarını telef etmek, kıymetini düşürmek, gizlemek, muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirmek ya da aslı olmayan borçlar ikrar etmek suretiyle mevcudunu suni şekilde eskitmesi.


2) Süre şartı;


Sanık madde metninde sayılan yukarıdaki hareketlerden birini aşağıda belirtilen süreler içinde yapmalıdır:


· Müşteki-alacaklı haciz yoluyla icra takibi yaptıktan sonra ya da icra takibinin başlamasından iki yıl önceki sürede,

· İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önce,

· Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi süresinden sonra.


3) İspat şartı;


Müşteki-alacaklının, borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını ya da alacağını alamadığını ispat etmesi halinde suçun maddi unsurları oluşmuş olur.


Suçun Manevi Unsuru:


Failin genel kastının yanında ‘alacaklıya zarar verme’ özel kastı ile hareket etmesi gerekir. Sanığın özel kastının tespiti açısından her olayda, elden çıkarılan mal veya haktan elde edilen paranın hangi amaç için kullanıldığının araştırılması gerekir.


Borçlunun özel kastının ispatı zordur. Bu nedenle özel kastın varlığı her somut olayın özelliklerine göre, hayat deneyimleri göz önüne alınarak hakim tarafından değerlendirilmelidir.


Örneğin; sanığın elden çıkardığı mal varlığına rağmen kalan mevcudunun borcu karşılamaya yetmemesi halinde alacaklıya zarar verme kastı bulunmamaktadır.


Burada dikkat edilmesi gereken bir başka nokta alacaklının da alacağını tahsil etme anlamında gerekli çabayı göstermesidir. Örneğin; alacağını tahsil edebilecek miktarda borçlunun malını haczettirmesine rağmen süresi içinde satış istememesi nedeniyle haciz kalkarsa ve borçlu bu süre içinde malını satmış olursa alacaklının alacağını alamadığını ispatlayamadığı kabul edilecektir.


Suçun Faili:


Alacaklıyı zarara uğratmak adına mevcudunu azaltan borçlu ile bu eylemine iştirak eden kişi ya da kişilerdir. Sanık hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması zorunludur. Suça iştirak eden sanık yönünden ise borçlu sıfatının bulunması zorunlu değildir. Borçlu gerçek ya da tüzel kişi olabilir.


Şikayet Süresi:


Fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle şikayet hakkı düşer.




Sitemizde yer verilen içerikler hukuki bilgilendirme amaçlı olup, içeriklerle ilgili olarak büromuz sorumluluk kabul etmez.


Her hukuki olayın birbirinden bağımsız olduğu gözetilerek, uyuşmazlıklarınızla ilgili olarak uzman bir avukattan hukuki yardım almanızı öneririz.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
LİMİTED ORTAKLIKTA PAYIN DEVRİ

Limited ortaklıkta esas sermaye payının devrine ilişkin düzenleme TTK'nın 595'inci maddesinde düzenlenmiştir. Esas sermaye payının devri...

 
 
 

Comments


bottom of page